28 Şubat 2013 Perşembe
Eski bir yazım
.....Görebildiğimiz,duyabildiğimiz,hissedebildiğimiz,okuyabildiğimiz her şeyle bize saldırmışlar.Bize asla gerçekleşmeyecek ütopyalarda yaşayan modeller yaratmışlar.Modellere çeşitli zorunluluklar vermişler.Zorunluluklar zamanla modellerin üzerine yapımış ve onlardan bir şekilde kurtulmaları engellenmiş.Onlar her zaman güzel olmak zorundaymış.Çünkü insan her zaman güzel olanı tercih eder.Her gün değişik giysiler,ayakkabılar,çantalar,takılar kullanmak zorundalarmış.Tüm bunlar yetmezmiş gibi her gün saatlerce saçlarını yapmak için uğraşmaları ve bir sürü iğrenç boyayı yüzlerine sürmeleri gerekiyormuş.Ne kadar mutlu görünseler de aslında bir sürü insan onlara özense de aslında çok mutsuzlarmış..Bu durumdan kurtulmak için tek çıkış noktaları varmış hayatlarından istifa etmek ! Cesaret edip bunu yapanda var sonsuza kadar mutsuz yaşayan da. Peki sen ne olmak istedin peki şimdi nesin ? Hayko Cepkin-Bonus şarkısını dinleyip şarkının son 5 dakikasında hayatın koşuşturmasında ara verip sorgulamaya ne dersin ?
Bugün benim doğum günüm.
Bugün benim doğum günüm.Saatin 00.00'ı geçmesiyle kutlama mesajları(Kalıp cümleler) gelmeye başladı.Doğum günlerimde hep bir garip oluyorum.Mesela doğum günüm için parti yapmayı sevmiyorum.Bir sürü insanı bir araya toparlayıp ''Bugün ben doğdum hadi eğlenin !'' demek çok saçma geliyor.O gün sırf ben doğduğum için insanların mutlu olup eğlenmelerini istemek çok saçma.1 Mart'ta sadece ben doğmadım.O tarihte doğan bir çok kişi oldu...Biz o kadar da ölen kişi..Artık 21 yaşındayım.Hiçbir değişiklik yok :) Sessizce akıp giden her şey gibi...Her sene doğum günümde yaptığım bir şey de aynada suratımı incelemek...Bakıyorum bir değişiklik arıyorum bir iz belki...Değişimler hayat içinde sürekli ve sessizce ilerlediği için çoğu zaman farkına varamıyorum.Yaşadıklarım iz bırakmış mı bende bakıyorum.Gözlerime,alnıma...Düşüncelerimin,sevinçlerimin,kederlerimin yaptığı minik darbeler yüzümde zamanla yer edinmiş.Yüzümü çeşitli sertlikte darbelerle şekillendiriyor..adeta yeniden doğmamı sağlıyorlar.
Neyse sonuçta bugün doğum günüm ve ben cidden felsefeyi severim:) Bu gece epey hüzünlü ve bir çok yazılı geçecek bu belli...
Sabah okula gittik.Öğrenciler için toplu taşımalarda indirim sağlayan kartlardan almaya çalışıyoruz.Başvuru yapmıştık.Bugün okula uğrayıp onları aldık.Ama yarın tekrar gideceğiz. Dekanı'ın imzalamasu gerekiyormuş.Dün gece Cihat eve çıktı.Bugün onun evine gittik.Evimi temizledik ve ona bir düzen kurduk.Sonra makarna pişirip beraber yedik.Sonra da dışarı çıkıp her zamanki gibi yürümeye başladık.Bol bol yürüdük:)Ayağımdaki şiş şimdi daha iyi. Biraz daha dikkat edersem daha da iyi olacak.Bu yüzden hala dikkat ediyorum.Hatta bazen Zeynep ve Cihat'a kızıyorum.Ayağım daha yeni iyileşiyor basıp gitmesinler öyle ! :)
Biz yeşil pasaportlu olduğumuz için ve Romanya yeşil pasaportlulara vize istemediği için vize almamıştık.Polise gittiğimizde sadece 90 gün burada kalabileceğimizi, 90 günün sonunda bizi şutlayacaklarını söylediler. Erasmus koordinatörümüzle konuştuk.Romanya çok özel (!?) bir ülke olduğu için diğer Avrupa ülkelerinden farklı bir uygulaması varmış.Yeşil pasaportlu da olsan illa vize istiyorlarmuş. Şimdi ben bişey derim de..Tövbe tövbe Afedersin kardeş de sen önce vatandaşlarına tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkamayı öğret ! Biraz temizlik,suya sabuna dokunmayı öğret. Duşlarına duş perdesi takmayı öğret.İnsanlar hayvan gibi kulvarlara girip yiğidin malı meydanda halinde temizlenmeye çalışmasın. Hep vatandaşların böyle olsun sonra da ben Avrupa birliğine üyeyim diye artistlik yap !
Yeşil pasaportumuz var diye seviniyorduk.Elin memleketinde düştüğümüz durumlara bak.Daha önceden bilseydik kendi memleketimizde ne güzel gider paşa paşa vizemizi alırdık.Şimdi Budapeşte'ye gitmemiz ve vize almamız gerekecek.Vize kaç günde çıkar Allah bilir.Vizeyi verene kadar pasaportları da vermiyorlarmış.Bakalım ne bok yiyeceğiz ? Bizim Erasmus hocamız durumu sanırım bilmiyormuş.Çünkü bize böyle bir şey söylemedi.Sadece oturma izni yeterli demişti.Şimdi ise vize istediklerini öğreniyoruz.Oradea'nın Erasmus koordinatörü neden böyle bir şey olduğunu bize söylemedi ?Buraya bir sürü erasmus öğrencisi geliyor ilk kez yeşil pasafprtla gelen biz değiliz ya !Neden bizim zor durumda kalmamamız için bizi bilgilendirmedi anlamıyorum.Gavur ellerde harbiden çok zor durumda kaldık.Bildiğim boku yedik.Bakalım ne halt edeceğiz ?
Neyse sonuçta bugün doğum günüm ve ben cidden felsefeyi severim:) Bu gece epey hüzünlü ve bir çok yazılı geçecek bu belli...
Sabah okula gittik.Öğrenciler için toplu taşımalarda indirim sağlayan kartlardan almaya çalışıyoruz.Başvuru yapmıştık.Bugün okula uğrayıp onları aldık.Ama yarın tekrar gideceğiz. Dekanı'ın imzalamasu gerekiyormuş.Dün gece Cihat eve çıktı.Bugün onun evine gittik.Evimi temizledik ve ona bir düzen kurduk.Sonra makarna pişirip beraber yedik.Sonra da dışarı çıkıp her zamanki gibi yürümeye başladık.Bol bol yürüdük:)Ayağımdaki şiş şimdi daha iyi. Biraz daha dikkat edersem daha da iyi olacak.Bu yüzden hala dikkat ediyorum.Hatta bazen Zeynep ve Cihat'a kızıyorum.Ayağım daha yeni iyileşiyor basıp gitmesinler öyle ! :)
Biz yeşil pasaportlu olduğumuz için ve Romanya yeşil pasaportlulara vize istemediği için vize almamıştık.Polise gittiğimizde sadece 90 gün burada kalabileceğimizi, 90 günün sonunda bizi şutlayacaklarını söylediler. Erasmus koordinatörümüzle konuştuk.Romanya çok özel (!?) bir ülke olduğu için diğer Avrupa ülkelerinden farklı bir uygulaması varmış.Yeşil pasaportlu da olsan illa vize istiyorlarmuş. Şimdi ben bişey derim de..Tövbe tövbe Afedersin kardeş de sen önce vatandaşlarına tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkamayı öğret ! Biraz temizlik,suya sabuna dokunmayı öğret. Duşlarına duş perdesi takmayı öğret.İnsanlar hayvan gibi kulvarlara girip yiğidin malı meydanda halinde temizlenmeye çalışmasın. Hep vatandaşların böyle olsun sonra da ben Avrupa birliğine üyeyim diye artistlik yap !
Yeşil pasaportumuz var diye seviniyorduk.Elin memleketinde düştüğümüz durumlara bak.Daha önceden bilseydik kendi memleketimizde ne güzel gider paşa paşa vizemizi alırdık.Şimdi Budapeşte'ye gitmemiz ve vize almamız gerekecek.Vize kaç günde çıkar Allah bilir.Vizeyi verene kadar pasaportları da vermiyorlarmış.Bakalım ne bok yiyeceğiz ? Bizim Erasmus hocamız durumu sanırım bilmiyormuş.Çünkü bize böyle bir şey söylemedi.Sadece oturma izni yeterli demişti.Şimdi ise vize istediklerini öğreniyoruz.Oradea'nın Erasmus koordinatörü neden böyle bir şey olduğunu bize söylemedi ?Buraya bir sürü erasmus öğrencisi geliyor ilk kez yeşil pasafprtla gelen biz değiliz ya !Neden bizim zor durumda kalmamamız için bizi bilgilendirmedi anlamıyorum.Gavur ellerde harbiden çok zor durumda kaldık.Bildiğim boku yedik.Bakalım ne halt edeceğiz ?
27 Şubat 2013 Çarşamba
İyi ki...
Bugün rutin geçti.Yazabileceğim bir tek şey var .Erasmus partisi vardı bugün.Bir barda yapıldı.İlk daha böyle bir ortama girdim ve hiç sevmedim.İyiki böyle ortamları sevmiyorum.İyiki ki sigara ve alkol kullanmıyorum.Çok şükür.Bugün çok yoruldum.Hiç yazasım yok:(
Not:Ertesi gecedeyim yine hiç yazasım yok :(
Not:Ertesi gecedeyim yine hiç yazasım yok :(
26 Şubat 2013 Salı
Herkesin Kafa Güzel Bizim ki Daha Güzel :
Evden çıkalı tam bir hafta oldu. Zaman Oredea da çok çabuk
geçiyor. Tabi arkadaşlarla takılmak güzel.
Bugün yine olaylı bir gün geçirdik. Ya şu erasmusa
başvurduğumdan beri elime geçen evrakları doldurmaktan bıktım. Eline kağıdı
veren ‘’fill in the text’’ deyip duruyor. Yeter be kardeşim ne kağıtmış bu.
Neyse gelelim konuya bugün polise ve sağlık raporu için doktora gitmemiz
gerekti. Doktora gittik ve bornozlu bir kadın içerden çıktı. Ne istediğimizi
sordu ve pasaportlarımızı aldı. Daha sonra onun doktor olduğunu anladık. Bizi
pembe bornozuyla şöyle bir göz kararı şeker katar gibi süzdükten sonra elimize
rapor verip yolladı bizi. Tabi ki bunun için 20 lei bayılmak zorunda kaldık.
Sonra polise gittik ve meğer yeşil pasaport diye hava atıp vize almadığımız
pasaport için bizden oturma izni ve vize istendi. İşte o an herkesin kafa
bulandı ve Merve hocayı aradık. Polis vize almadığımız taktirde 3 ay sonra
ülkeden atılacağımızı söyledi. :D Hepimiz
boynumuz bükük ve ağzımızda Şebnem Ferah’tan ‘ben bir mülteciyim’ şarkısıyla
yurda döndük ve ülkede kalabilme adına çalışmalara başladık.
Yani sağolsunlar!!!! Gerçektende herkes çoooook yardımcı
oldu ki anlatamam bunu!!!! Başkonsolosluğu aradım ve adamın konuşması çok
rahatsız ediciydi. Neymiş efendim; vize almam için cehennemin dibi olan
Oradea’dan kalkıp Türkiye’ye gidecekmişim. Oooooo bu bizim için Atlantik
Okyanusunu yüzerek geçmek gibi bir şey.
Yalnız adam o kadar rahat söylüyor ki sanırsınız ışınlama bulunmuş ve ben
ışınlanma yoluyla Türkiye’ye bi gidip vize alıp hemen geleceğim. Hay sana da
işine de dedim kapattım telefonu.
Her neyse okula gittik tren bileti alalım diye. Öğrenci
işlerindeki kadın İngilizce bilmiyor. Haydi buyur buradan yak. Gerçi o
İngilizce bilse ne olacak bizde bilmiyoruz ki :D Koordinatör yardımıyla işi
hallettik ama hala alamadık biletleri. Bugün git yarın gel sistemi Türkiye’de
olduğu gibi burada da tıkır tıkır işliyor.
İşleri halledemeden yurda geldik. Yumurta kırıp yeyince bir
de güzel uyuduk. Sonra kalktık ve Livingroom kafe de arkadaşlarla takıldık.
Gece saat 12.00’de yurda dönerken arkadan tanımadık bir bayan sesi duyduk ve
bayan Türkçe konuşuyordu. O saate Romanya sokaklarında karşılaştığımız bu
kadınla ufak bir sohbetimiz oldu ve yurda geldik. Daha sonra yurdun kapısı
kilitli olduğu için çitlerden atladık ve bahçeye girdik. Şimdide yurttayım işte
:D
KIVIRCIK :)))
Paranın ve Tembelliğin satın aldığı insanlardan korkacaksın !
Merhaba bugün kağıt işlerini halletmek için sabah 08.00 da kalktık.Doktora gittik.Sağlık raporu gibi bir şey istediler.Doktorun kliniği bir apartman dairesiydi.İçeri girdik ve beklemeye başladık.Sonra içeriden kırmızı bornozlu bir kadın geldi.Meğer doktor oymuş.Biz şaşırdık haliyle ama onlara göre her şey olağandı. Erasmus öğrencisi olduğumuzu ve sağlık raporu almak istediğimizi söyledik.Kişi başı 20 lei(10 tl) istedi.Alıştık artık burada insanlar para ile çalışan makineler gibi...
Neyse topladık parayı verdik.Sekreterine bir şeyler söyledi.Sonra içeri gitti ve doktoru bir daha göremedik.Sekreter pasaportlarımızı aldı ve hepimiz için küçük birer kağıt doldurdu.O kağıtları doldururken ben de odada dolaştım.Duvardaki kağıtlar dikkatimi çekti.Hastalık çeşidine göre tarifeler yazıyordu ! Bildiğin EKG 10 lei falan diye yazmış adamlar. Yuh dedim ya bu kadar olmaz.Zaten burada hastanelerin berbat olduğunu duymuştum.İnşallah hastalanmam ve doktora gitmek zorunda kalmam dedim.Doktor maceramız böylece son buldu....
Dün polisle işimizi halledememiştik. Bugün polise tekrar gittik. Meğer erken gitmişiz önce mesainin başlamasını bekledik.Mesaiye beş dakika kala memurla konuşmaya çalıştık.Adam hızlı hızlı ağzında bir şeyler geveledi ve mesai saatlerinin olduğu tabelayı gösterdi.Her zamanki gibi belgeleri polise uzattım baktı baktı baktı ye vizeyi sordu.Yeşil pasaportum olduğu için vizeye gerek olmadığını söyledim.İlla vize diye tutturdu.Çat pat bir şeyler anlatmaya çalıştım ama başaramadık.İçeri gitti elinde bir kağıtla geldi.Kağıtta yeşil pasaporta vize istenmediği yazıyordu.Orayı gösterdim.O da bana sadece 90 gün için olduğunu söyledi.Okulumuz Temmuz'un ilk haftası kapanıyordu.Yani 90 günü geçiyorduk.4 kişiyiz hepimizde yeşil pasaport var ne yapacağız diye düşünürken Erasmus koordinatörünü aradık.Bize yardımcı olacağını söyledi.Bir yandan da Romanya'daki Türk konsolosluklarını araştırıyoruz. Bükreş'teki konsolosluğu aradık.Oradaki yetkili biriye benzeyen abi bize günün önerisinde bulundu.''Vize almanız lazımdı.Çok büyük hata yapmışsınız.Türkiye'ye gelin vize alıp tekrar Romanya'ya gidin.''dedi.Bir an Erasmus hocamızın bize söyledikleri gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Erasmus hocamız ''Başınız sıkışınca beni ya da Türk konsolosluklarını arayabilirsiniz.Onlar çok yardımcı olur.'' demişti.Adam sağolsun öyle bir yardımcı oldu ki hepimizin morali sıfırlandı.Biz çıktık okuldaki danışman hocamızla olan toplantıya yetişmeye çalışıyoruz ama kimsede çıt yok.Herkes ''Ne bok yiyeceğiz lan !''diye düşünüyor.Sonra kızlar konuşmaya başladı.Ben onlardan 2-3 adım arkada sessizce gidiyorum.Onlar ne yapabiliriz diye sesli süşünüyorlar.Bense sessiz düşünüyorum.Nedense daha çok konuşup sinirimi bozmak istemedim.Sessiz kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı.Konsolosluklara mail atmak aklıma geldi.İçimde bir rahatlık vardı ya durum feciydi ama kulaklarımda bir fısıltı vardı ''Her şey yoluna girecek...''
Sonra okula geçtik.Bizim danışman hocamızla görüştük.Bize küçük bir toplantı yaptı.Derslerden bahsetti.Dersleri ingilizce seçmiştik ama hepsi romence olacakmış.Sınavları nasıl yapacağız dedik.Bize üç seçenek sundu. Hocalarınızla konuşun sizlere proje ödevi,ev ödevi versin dedi.İlk iki öneri buldu ama üçüncü öneriye yuh artık dedik.Derslere girin sınıfınızdan ingilizce bilen bir çocuk bulun.Dersleri size anlatsın dedi.Yok artık dedik....Bugün herkes neden bize bu kadar sevimli davranıyordu ??
Otobüs ve tren için indirim kartlarına başvurduk ancak önümüzdeki pazartesi gelmemizi söylediler.Bu işler neden bu kadar uzuyor cidden anlamıyorum.Alt tarafı dandik bir karta bir şeyler yazıp mühür basacaksın.
Anlayacağınız bugün hiçbir işimiz rast gitmedi.Artık dolunaydan mıdır Merkür'ün Jupiter'e ters bir hareketinden midir bilmem ama olmadı...Bizde koyverdik artık.Yurda gittik.Erken kalktığımız için yorgunduk.Üstelik açtık.Yemek yedik ve direkt yattık.Sanki uyuyalım da bu iğrenç gün bir an önce bitsin dercesine uyuduk uyuduk uyuduk....
İki üç saat uyumuşum.En azından daha sakindim.Biraz da fısıltıya güvendim ve bunda da bir hayır vardır diyerek boşverdim. Kızlar akşam yemeği pişirdi(Pirinç pilavı ve yeşil fasülye) yemekten sonra Kıvırcık,ben,Cihat dolaşmaya çıktık.Biraz dolaştıktan sonra bir kafede(Yine ''K'' ile :) ) oturduk. Bir şeyler içtik ve muhabbet ettik.Sonra diğer arkadaşlar da geldi.En azından günümüzü güzel bitirdik. Kafede( Tamam sustum.) otururken duvardaki resim dikkatimi çekti.Görünce epey bir gülümsedim.Günümüz özetleyen resmi bulmuştum. Fotografını çektim ve burada paylaştım.O resim hakkında konuşmayacağım.Burada daha çok yeniyim ön yargılı olmak istemem ama ön yargılar insanları kapak ettiği gibi ön yargısızlık da bazen insana kapak oluyor....
Neyse topladık parayı verdik.Sekreterine bir şeyler söyledi.Sonra içeri gitti ve doktoru bir daha göremedik.Sekreter pasaportlarımızı aldı ve hepimiz için küçük birer kağıt doldurdu.O kağıtları doldururken ben de odada dolaştım.Duvardaki kağıtlar dikkatimi çekti.Hastalık çeşidine göre tarifeler yazıyordu ! Bildiğin EKG 10 lei falan diye yazmış adamlar. Yuh dedim ya bu kadar olmaz.Zaten burada hastanelerin berbat olduğunu duymuştum.İnşallah hastalanmam ve doktora gitmek zorunda kalmam dedim.Doktor maceramız böylece son buldu....
Dün polisle işimizi halledememiştik. Bugün polise tekrar gittik. Meğer erken gitmişiz önce mesainin başlamasını bekledik.Mesaiye beş dakika kala memurla konuşmaya çalıştık.Adam hızlı hızlı ağzında bir şeyler geveledi ve mesai saatlerinin olduğu tabelayı gösterdi.Her zamanki gibi belgeleri polise uzattım baktı baktı baktı ye vizeyi sordu.Yeşil pasaportum olduğu için vizeye gerek olmadığını söyledim.İlla vize diye tutturdu.Çat pat bir şeyler anlatmaya çalıştım ama başaramadık.İçeri gitti elinde bir kağıtla geldi.Kağıtta yeşil pasaporta vize istenmediği yazıyordu.Orayı gösterdim.O da bana sadece 90 gün için olduğunu söyledi.Okulumuz Temmuz'un ilk haftası kapanıyordu.Yani 90 günü geçiyorduk.4 kişiyiz hepimizde yeşil pasaport var ne yapacağız diye düşünürken Erasmus koordinatörünü aradık.Bize yardımcı olacağını söyledi.Bir yandan da Romanya'daki Türk konsolosluklarını araştırıyoruz. Bükreş'teki konsolosluğu aradık.Oradaki yetkili biriye benzeyen abi bize günün önerisinde bulundu.''Vize almanız lazımdı.Çok büyük hata yapmışsınız.Türkiye'ye gelin vize alıp tekrar Romanya'ya gidin.''dedi.Bir an Erasmus hocamızın bize söyledikleri gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Erasmus hocamız ''Başınız sıkışınca beni ya da Türk konsolosluklarını arayabilirsiniz.Onlar çok yardımcı olur.'' demişti.Adam sağolsun öyle bir yardımcı oldu ki hepimizin morali sıfırlandı.Biz çıktık okuldaki danışman hocamızla olan toplantıya yetişmeye çalışıyoruz ama kimsede çıt yok.Herkes ''Ne bok yiyeceğiz lan !''diye düşünüyor.Sonra kızlar konuşmaya başladı.Ben onlardan 2-3 adım arkada sessizce gidiyorum.Onlar ne yapabiliriz diye sesli süşünüyorlar.Bense sessiz düşünüyorum.Nedense daha çok konuşup sinirimi bozmak istemedim.Sessiz kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı.Konsolosluklara mail atmak aklıma geldi.İçimde bir rahatlık vardı ya durum feciydi ama kulaklarımda bir fısıltı vardı ''Her şey yoluna girecek...''
Sonra okula geçtik.Bizim danışman hocamızla görüştük.Bize küçük bir toplantı yaptı.Derslerden bahsetti.Dersleri ingilizce seçmiştik ama hepsi romence olacakmış.Sınavları nasıl yapacağız dedik.Bize üç seçenek sundu. Hocalarınızla konuşun sizlere proje ödevi,ev ödevi versin dedi.İlk iki öneri buldu ama üçüncü öneriye yuh artık dedik.Derslere girin sınıfınızdan ingilizce bilen bir çocuk bulun.Dersleri size anlatsın dedi.Yok artık dedik....Bugün herkes neden bize bu kadar sevimli davranıyordu ??
Otobüs ve tren için indirim kartlarına başvurduk ancak önümüzdeki pazartesi gelmemizi söylediler.Bu işler neden bu kadar uzuyor cidden anlamıyorum.Alt tarafı dandik bir karta bir şeyler yazıp mühür basacaksın.
Anlayacağınız bugün hiçbir işimiz rast gitmedi.Artık dolunaydan mıdır Merkür'ün Jupiter'e ters bir hareketinden midir bilmem ama olmadı...Bizde koyverdik artık.Yurda gittik.Erken kalktığımız için yorgunduk.Üstelik açtık.Yemek yedik ve direkt yattık.Sanki uyuyalım da bu iğrenç gün bir an önce bitsin dercesine uyuduk uyuduk uyuduk....
İki üç saat uyumuşum.En azından daha sakindim.Biraz da fısıltıya güvendim ve bunda da bir hayır vardır diyerek boşverdim. Kızlar akşam yemeği pişirdi(Pirinç pilavı ve yeşil fasülye) yemekten sonra Kıvırcık,ben,Cihat dolaşmaya çıktık.Biraz dolaştıktan sonra bir kafede(Yine ''K'' ile :) ) oturduk. Bir şeyler içtik ve muhabbet ettik.Sonra diğer arkadaşlar da geldi.En azından günümüzü güzel bitirdik. Kafede( Tamam sustum.) otururken duvardaki resim dikkatimi çekti.Görünce epey bir gülümsedim.Günümüz özetleyen resmi bulmuştum. Fotografını çektim ve burada paylaştım.O resim hakkında konuşmayacağım.Burada daha çok yeniyim ön yargılı olmak istemem ama ön yargılar insanları kapak ettiği gibi ön yargısızlık da bazen insana kapak oluyor....
Bugün :) Off insanlar !?!
Bugün için yazılacak çok şey var.Ama ondan önce bugün bir kafede(Evet ''c'' ile değil ''K''afe) gördüğüm bir resim günü özetledi:)
İşte o resim.Bunun üstüne yorum yazmayacağım. Buyrun resim siz anlayın.
Romanya nedir ? Romen insanlar nasıldır? Bence özeti
Kendime not: Umarım Erasmus bittiğinde bu düşüncem değişir.Ama maalesef şimdilik bu !
İşte o resim.Bunun üstüne yorum yazmayacağım. Buyrun resim siz anlayın.
Romanya nedir ? Romen insanlar nasıldır? Bence özeti
Kendime not: Umarım Erasmus bittiğinde bu düşüncem değişir.Ama maalesef şimdilik bu !
25 Şubat 2013 Pazartesi
Rutinleşmeye başlayan günler.
Merhaba
Bugün okul açılıyordu.Acele bir şekilde kahvaltı yapıp Erasmus hocasının yanına gittik.Bilin bakalım ne oldu? Tabi ki yine doldurmamız gereken bir sürü kağıt verdi.Üstelik bu sefer dosya ile verdi:) Ne yapmamız gerektiğini anlattı.Şu kağıt şuraya bu kağıt buraya falan.Neyse aldık elimize dosyalarımızı fotokopi çektirmeye gittik.Sonra çarşıya geçtik Polis merkezini aramaya başladık.Bulmak için bayağı uğraştık.Bir sürü kişiye yol sorduk.Her biri bir yönü gösterdi.En sonunda ''Yemişim gavurun yol tarifini ulan hadi La Turcu'ya gidelim .adam gibi adres soralım.'' dedim.Gittik adres sorduk.
Bulduk binanı baktık içeride kimse yok.Neden sonra bir adam geldi.Kıpkırmızı suratlı bir adam.İngilizceyi de pek iyi bilmiyor.Elimdeki belgeleri verdim.Kağıtlardan birinin fotokopisi eksikmiş.Gittik hep beraber fotokopi çektirmeye gittik.Polis merkezinin yanında küçük bir fotokopi dükkanı varmış.Kazıklandık ama kağıtlarımızı tamamladık.Tekrar gittik merkeze.Adam bu sefer de sağlık raporu istedi.Sinir oldum.Taksit taksit söylemesene be adam toplu söyle.Neyse nasılsa anlamıyorlar diyerek söve söve çıktık.Taksiye bindik Doktorun adresine gittik.Doktorda yokmuş. Haydaaaaa...
Neyse hayır olsun diyerek çıktık.Doktor Lotus alış veriş merkezine yakınmış.Orada biraz gezdik ve alış veriş yaptık.Sonra yurda geldik.Biraz dinlendikten sonra eksikler için Real alış veriş merkezine gittik.Gelince yemek yaptık.(Pirinç pilavı,Tarhana çorbası,yoğurt) Pilavda 1 bardak pirince 1,5 bardak su koydum ama pilav lapa oldu.Arkadaşlar sağolsun çaktırmayıp güzel oldu ayağına yediler.Canımız tatlı çektiği için pudingli pasta yapmaya karar verdik.Yemekten sonra ben pastayı yapmaya başladım.Bisküvileri dizdim pudingi pişirdim.Tepsiye döktüm.Kaşıkta kalan kısmı da sıyırmıştım. Yok artık dedim! Dr.Oetker pudingde hiç şeker yoktu.Sinirim bozuldu gülmeye başladım.Şaka gibi puding tatlı değil midir yaa neden hazır puding alıyoruz nasıl şeker olmaz ??Artık son çare üzerine toz şeker serptik.Sonradan baktım ki paketin üzerinde pişirirken 2-3 yemek kaşığı şeker katın yazıyormuş.Ne bileyim ben şekersiz olduğunu !Bayağı bir sövdüm ama neyse öğrenmiş olduk.Bugünde böyle geçti.Yarın sabahın köründe kalkıp doktoru bulmaya gideceğiz.Umarım şu kağıt işleri yarın son bulur.
Bugün okul açılıyordu.Acele bir şekilde kahvaltı yapıp Erasmus hocasının yanına gittik.Bilin bakalım ne oldu? Tabi ki yine doldurmamız gereken bir sürü kağıt verdi.Üstelik bu sefer dosya ile verdi:) Ne yapmamız gerektiğini anlattı.Şu kağıt şuraya bu kağıt buraya falan.Neyse aldık elimize dosyalarımızı fotokopi çektirmeye gittik.Sonra çarşıya geçtik Polis merkezini aramaya başladık.Bulmak için bayağı uğraştık.Bir sürü kişiye yol sorduk.Her biri bir yönü gösterdi.En sonunda ''Yemişim gavurun yol tarifini ulan hadi La Turcu'ya gidelim .adam gibi adres soralım.'' dedim.Gittik adres sorduk.
Bulduk binanı baktık içeride kimse yok.Neden sonra bir adam geldi.Kıpkırmızı suratlı bir adam.İngilizceyi de pek iyi bilmiyor.Elimdeki belgeleri verdim.Kağıtlardan birinin fotokopisi eksikmiş.Gittik hep beraber fotokopi çektirmeye gittik.Polis merkezinin yanında küçük bir fotokopi dükkanı varmış.Kazıklandık ama kağıtlarımızı tamamladık.Tekrar gittik merkeze.Adam bu sefer de sağlık raporu istedi.Sinir oldum.Taksit taksit söylemesene be adam toplu söyle.Neyse nasılsa anlamıyorlar diyerek söve söve çıktık.Taksiye bindik Doktorun adresine gittik.Doktorda yokmuş. Haydaaaaa...
Neyse hayır olsun diyerek çıktık.Doktor Lotus alış veriş merkezine yakınmış.Orada biraz gezdik ve alış veriş yaptık.Sonra yurda geldik.Biraz dinlendikten sonra eksikler için Real alış veriş merkezine gittik.Gelince yemek yaptık.(Pirinç pilavı,Tarhana çorbası,yoğurt) Pilavda 1 bardak pirince 1,5 bardak su koydum ama pilav lapa oldu.Arkadaşlar sağolsun çaktırmayıp güzel oldu ayağına yediler.Canımız tatlı çektiği için pudingli pasta yapmaya karar verdik.Yemekten sonra ben pastayı yapmaya başladım.Bisküvileri dizdim pudingi pişirdim.Tepsiye döktüm.Kaşıkta kalan kısmı da sıyırmıştım. Yok artık dedim! Dr.Oetker pudingde hiç şeker yoktu.Sinirim bozuldu gülmeye başladım.Şaka gibi puding tatlı değil midir yaa neden hazır puding alıyoruz nasıl şeker olmaz ??Artık son çare üzerine toz şeker serptik.Sonradan baktım ki paketin üzerinde pişirirken 2-3 yemek kaşığı şeker katın yazıyormuş.Ne bileyim ben şekersiz olduğunu !Bayağı bir sövdüm ama neyse öğrenmiş olduk.Bugünde böyle geçti.Yarın sabahın köründe kalkıp doktoru bulmaya gideceğiz.Umarım şu kağıt işleri yarın son bulur.
24 Şubat 2013 Pazar
Tabanın şişene kadar yürümek :)
Merhaba bugün kahvaltıda patates kızartması vardı :D Çok zor şartları altında hazırladık ama buna değdi.Güzel bir kahvaltı yaptık.Sonra Türkiye'den buraya Erasmus için gelen bir arkadaş vardı o geldi.Onunla tanıştık ve gün boyu beraber dolaştık.İki gündür merkezi dolaşıyorduk.Bu sefer her zamankinden ters bir istikamete gittik.Yurdun önünden ileri doğru yürüdük yürüdük yürüdük.O tarafta mezarlık varmış onu gördük.Mezarlık çok bakımlıydı ve mezarların üzerinde canlı çiçekler vardı.Çok hoşuma gitti.Bizde maalesef mezarlıklara çok önem verilmiyor.Mezarlıklar yabani otlarla dolu oluyor.Üç İhlas,bir Fatiha okuyup yolumuza devam ettik :):)
Yürüdük yürüdük yürüdük.Köy gibi bir yermiş o taraf.Bir de sanayi vardı.Şehrin sanayisi o taraftaymış.Uzaktan bir kilise gördük.Onun yanına gidelim dedik.Yürü yürü bitmedi kilise.Sanki biz ona yaklaştıkça o bizden biraz daha uzaklaşıyordu:)Neyse sonunda yanına gittik. Bir de ne görelim ? Restore ediliyormuş kapalıymış:( Neyse Allah'tan çarşının bir kısmı o taraftaymış.Oraları gezdik.Meşhur Lotus'u bulduk:) Buradaki en büyük alış veriş merkeziymiş.Yanında da Carrefour vardı. Lotus'u gezmeye başladık.Alt katta mağazalar var.Üstte de restorantlar ve oyun alanları vardı.Hadi dedik bowling oynayalım.Bir oyun için kişi başı 7 lei(3,5 tl) ödedik.Bir oyun kişi 18 atıştı.İlk kez bowling oynadım ve ikinci oldum.Benim için fena bir sonuç olmadı:)Sonra gezmeye devam ettik.
Teknoloji mağazalarına baktık.Burada elektronik eşyalardan bazıları gerçekten ucuz.Gez gez yorulduk ve acıktık.Marketten çikolata falan aldık ve dinlendik.Orada iki-üç saat geçirdik.Sonra yurda dönmeye karar verdik.Geldiğimiz yol uzundu bu yüzden kısa bir yol bulmaya çalıştık.Biraz kaybolduk bazen kararsız kaldık yazı-tura attık ama çok şükür yurda gelebildik:)Özellikle gelirken çok yorulmuştum.Kaç gündü ortalama yedi saat yürüyoruz.Bugün biraz daha uzun oldu.Sağ ayağımın altında baloncuk çıktı ya.Şu an kıpkırmızı umarım çok şişmez ve patlamaz:( Yurda gelmemize az kalmıştı.Ben bir binanın fotoğrafını çekmek için arkadaşların biraz gerisinde kaldım.Sonra Cihat arkasını bir döndü geride olduğumu fark edince şaşırdı kaldı.Bende gülerek onlara yetişmek için hızlandım.Oturdum ya da bişey oldu sanmış:)Yürümekten ölen ilk insan ben olacaktım herhalde:) Yurda geldik hemen yemek pişirdik.Akşam yemeğimizde peynirli makarna ve soğanlama vardı.Sonra arkadaşlar tekrar gezmek için dışarı çıktı.Ben yurtta kaldım. Eee yazık ama ayağıma:D Artık baloncuk olduğuna göre ona bir süre kırk günlük bebek gibi bakmam gerekiyor :)
Burada bir kale varmış yarın oraya gideceğiz.Bu yüzden yarına kadar iyice dinlenmeliyim:)
Yürüdük yürüdük yürüdük.Köy gibi bir yermiş o taraf.Bir de sanayi vardı.Şehrin sanayisi o taraftaymış.Uzaktan bir kilise gördük.Onun yanına gidelim dedik.Yürü yürü bitmedi kilise.Sanki biz ona yaklaştıkça o bizden biraz daha uzaklaşıyordu:)Neyse sonunda yanına gittik. Bir de ne görelim ? Restore ediliyormuş kapalıymış:( Neyse Allah'tan çarşının bir kısmı o taraftaymış.Oraları gezdik.Meşhur Lotus'u bulduk:) Buradaki en büyük alış veriş merkeziymiş.Yanında da Carrefour vardı. Lotus'u gezmeye başladık.Alt katta mağazalar var.Üstte de restorantlar ve oyun alanları vardı.Hadi dedik bowling oynayalım.Bir oyun için kişi başı 7 lei(3,5 tl) ödedik.Bir oyun kişi 18 atıştı.İlk kez bowling oynadım ve ikinci oldum.Benim için fena bir sonuç olmadı:)Sonra gezmeye devam ettik.
Teknoloji mağazalarına baktık.Burada elektronik eşyalardan bazıları gerçekten ucuz.Gez gez yorulduk ve acıktık.Marketten çikolata falan aldık ve dinlendik.Orada iki-üç saat geçirdik.Sonra yurda dönmeye karar verdik.Geldiğimiz yol uzundu bu yüzden kısa bir yol bulmaya çalıştık.Biraz kaybolduk bazen kararsız kaldık yazı-tura attık ama çok şükür yurda gelebildik:)Özellikle gelirken çok yorulmuştum.Kaç gündü ortalama yedi saat yürüyoruz.Bugün biraz daha uzun oldu.Sağ ayağımın altında baloncuk çıktı ya.Şu an kıpkırmızı umarım çok şişmez ve patlamaz:( Yurda gelmemize az kalmıştı.Ben bir binanın fotoğrafını çekmek için arkadaşların biraz gerisinde kaldım.Sonra Cihat arkasını bir döndü geride olduğumu fark edince şaşırdı kaldı.Bende gülerek onlara yetişmek için hızlandım.Oturdum ya da bişey oldu sanmış:)Yürümekten ölen ilk insan ben olacaktım herhalde:) Yurda geldik hemen yemek pişirdik.Akşam yemeğimizde peynirli makarna ve soğanlama vardı.Sonra arkadaşlar tekrar gezmek için dışarı çıktı.Ben yurtta kaldım. Eee yazık ama ayağıma:D Artık baloncuk olduğuna göre ona bir süre kırk günlük bebek gibi bakmam gerekiyor :)
Burada bir kale varmış yarın oraya gideceğiz.Bu yüzden yarına kadar iyice dinlenmeliyim:)
23 Şubat 2013 Cumartesi
Günler sonra ilk çay :)
Merhaba:)
Bugün Oradea'yı keşfetmeye devam ettik.Sabah erken kalktık ve kahvaltı hazırladık.Bugünkü menüde sucuklu yumurta vardı :)Böyle yurdu kokuta kokuta sucuk pişirdik:D Ne yapalım onlar domuz pişirirse biz de sucuk yaparız:) kahvaltıyı hazırladık ve çocukları çağırdık.Bu sefer Polonya'an gelen bir Erasmus öğrencisi de kahvaltıya geldi.Ona sucuk yedirdik:D Çok beğendi:)) Çocuk yabancıların aksine güler yüzlüydü:)
Kahvaltıdan sonra hazırlanıp dışarı çıktık. İnternete girdiğimizde arkadaşlarımız fotoğraf atın deyip duruyordu.Bugün bol bol fotoğraf çektik:) Romanya'nın mimarisi çok hoşuma gitti.Pencereleri çok uzun ve büyük yapılıyor.Binaların dışındaki süslemeler çok güzel.İnce ve zarif ayrıntılar dikkat çekiyor.Binalar çok hoşuma gittiği için bol bol fotoğraflarını çektim.Yakında burada da paylaşırım.Ara sokaklara girdik.Biraz kaybolduk ama iyi gezdik.Buradaki ''La Turcu'' lokantasında döner yedik :) Bu arada ''La Turcu'' da yemekten sonra çay ikram ediyorlar.Günler sonra ilk kez çay içtim:) Hatta arkadaşlarım çaylarını biraz bıraktılar onları da içtim.Sonra bir daha çay söyledim.Kaç gündür içmediğim için acısı çıktı :)
Dolaşırken bir dükkana yakınlardaki alış veriş merkezinin adresini sormaya girdik.Adamlar Türk olduğumuzu duyunca bizimle bayağı bir muhabbet ettiler.Burada eskiden bir ada varmış.Şimdi sular altında kalmış.O adada kalan bir parça tarihi eser onlardaymış. Ondan falan bahsettiler .Oradea'da çok kapkaççı varmış dikkat etmemizi söylediler.Bizi alış veriş merkezine götürebileceklerini söylediler.Hep beraber muhabbet ederek alış veriş merkezine girdik.Adamlardan biri Oradea'da cami açılması için çok uğraşıyormuş ondan bahsetti biraz.Diğer adam da gazeteciymiş.Alış veriş merkezine geldik ve gezmeye başladık.Burada elektronik aletlerin fiyatları çok uygun.Gümrükte de 100 tl ödenip cihazlar götürülebiliyormuş.
Çok yürüdüğümüz için yorulduk. Erasmus evine de yakındık.Bizim arkadaşlara bir baskın yapalım dedik:)Erasmus evine gittik. Kaynanamız seviyormuş:) Gittiğimizde çay demlemişler :)Bugün acayip şanslıydım bu kaçıncı çayım :))Hemen birer bardak aldık tabiki :)Benim için çay deyince akan sular duruyor:))))))
Evde diğer erasmus öğrencileri de vardı.Hep beraber biraz muhabbet ettik.Ayrıca Oradea'da yaşayan Türkiye'de Erasmus yapan biri ile tanıştık.Adam Türkiye'yi bayağı bir biliyordu.Biraz oturduktan sonra tekrar kendimizi dışarı attık.Gece de fotograf çekinelim dedik ve başladık:)Sonra çok yorulduk banklarda oturduk.Muhabbet ettik.Allah'tana hava iyiydi.Sonra yurda geldik ve bugün de böyle bitti.
Çok şükür insan her şeye alışıyor,zamanla her şey düzeliyor.Yoksa kesinlikle yaşayamazdık !!Çok şükür ki günlerim güzel geçiyor.Burada çok iyi insanlara tanıştım umarım her böyle devam eder:)
Bugün Oradea'yı keşfetmeye devam ettik.Sabah erken kalktık ve kahvaltı hazırladık.Bugünkü menüde sucuklu yumurta vardı :)Böyle yurdu kokuta kokuta sucuk pişirdik:D Ne yapalım onlar domuz pişirirse biz de sucuk yaparız:) kahvaltıyı hazırladık ve çocukları çağırdık.Bu sefer Polonya'an gelen bir Erasmus öğrencisi de kahvaltıya geldi.Ona sucuk yedirdik:D Çok beğendi:)) Çocuk yabancıların aksine güler yüzlüydü:)
Kahvaltıdan sonra hazırlanıp dışarı çıktık. İnternete girdiğimizde arkadaşlarımız fotoğraf atın deyip duruyordu.Bugün bol bol fotoğraf çektik:) Romanya'nın mimarisi çok hoşuma gitti.Pencereleri çok uzun ve büyük yapılıyor.Binaların dışındaki süslemeler çok güzel.İnce ve zarif ayrıntılar dikkat çekiyor.Binalar çok hoşuma gittiği için bol bol fotoğraflarını çektim.Yakında burada da paylaşırım.Ara sokaklara girdik.Biraz kaybolduk ama iyi gezdik.Buradaki ''La Turcu'' lokantasında döner yedik :) Bu arada ''La Turcu'' da yemekten sonra çay ikram ediyorlar.Günler sonra ilk kez çay içtim:) Hatta arkadaşlarım çaylarını biraz bıraktılar onları da içtim.Sonra bir daha çay söyledim.Kaç gündür içmediğim için acısı çıktı :)
Dolaşırken bir dükkana yakınlardaki alış veriş merkezinin adresini sormaya girdik.Adamlar Türk olduğumuzu duyunca bizimle bayağı bir muhabbet ettiler.Burada eskiden bir ada varmış.Şimdi sular altında kalmış.O adada kalan bir parça tarihi eser onlardaymış. Ondan falan bahsettiler .Oradea'da çok kapkaççı varmış dikkat etmemizi söylediler.Bizi alış veriş merkezine götürebileceklerini söylediler.Hep beraber muhabbet ederek alış veriş merkezine girdik.Adamlardan biri Oradea'da cami açılması için çok uğraşıyormuş ondan bahsetti biraz.Diğer adam da gazeteciymiş.Alış veriş merkezine geldik ve gezmeye başladık.Burada elektronik aletlerin fiyatları çok uygun.Gümrükte de 100 tl ödenip cihazlar götürülebiliyormuş.
Çok yürüdüğümüz için yorulduk. Erasmus evine de yakındık.Bizim arkadaşlara bir baskın yapalım dedik:)Erasmus evine gittik. Kaynanamız seviyormuş:) Gittiğimizde çay demlemişler :)Bugün acayip şanslıydım bu kaçıncı çayım :))Hemen birer bardak aldık tabiki :)Benim için çay deyince akan sular duruyor:))))))
Evde diğer erasmus öğrencileri de vardı.Hep beraber biraz muhabbet ettik.Ayrıca Oradea'da yaşayan Türkiye'de Erasmus yapan biri ile tanıştık.Adam Türkiye'yi bayağı bir biliyordu.Biraz oturduktan sonra tekrar kendimizi dışarı attık.Gece de fotograf çekinelim dedik ve başladık:)Sonra çok yorulduk banklarda oturduk.Muhabbet ettik.Allah'tana hava iyiydi.Sonra yurda geldik ve bugün de böyle bitti.
Çok şükür insan her şeye alışıyor,zamanla her şey düzeliyor.Yoksa kesinlikle yaşayamazdık !!Çok şükür ki günlerim güzel geçiyor.Burada çok iyi insanlara tanıştım umarım her böyle devam eder:)
Etiketler:
Çay,
erasmus,
erasmus evi,
erasmus öğrencisi,
erasmus programı,
La Turcu,
oradea üniversitesi,
Oradea'da Türk lokantası,
Romanyadaki Türkler,
Türk lokantası,
Yurtdışında elektronik cihazlar
22 Şubat 2013 Cuma
Romanya'nın Fethi :) (Fetih 2013)
Merhaba.Bugün Oradea'yı fethettik.Şimdi arkadaşlar oturuyoruz.Hep beraber yazı yazalım dedik veeee başlıyoruz :)
Sabah 10.00'da kalktık.O yorgunlukla öyle bir uyumuşum ki Eğer işimiz olmasa kalkmazdım :D Baktım kızlarda kalkmış mecburen bende kalktım :D İnternetten Oradea Üniversitesinde çalışan Ama Linda ile tanıştık.Ama bize çay ikram etti.Çok şaşırdık:) Çünkü buradaki insanlarda böyle incelikler yok.Ben açım diyorum kimse tınlamıyor.Bizde olsa ve ben açım desen ''Oooo gel yiğenim yemeğe gidelim.'' der ve bol bol yemek yedirir.Hatta doydum deyince ısrar eder biraz daha yedirirler.Üzerine çay-kahve söylerler.Burada öyle bir şey yok maalesef.Adamla konuşuyorsun kendi kahve içiyor ya da yemek yiyor ama ''Sen de yer misin?'' ya da ''Çay kahve içer misin?'' diye sormuyorlar.Bu çok garibimize gitti.Ama sorsak böyle yapmaları çok normal.Bu açıdan kültürlerimiz çok farklı. Ama'yı beklerken ofisindeki diğer çalışanlarla konuştuk.Türkçe birkaç kelime biliyorlar. Meğer ''Muhteşem Yüzyıl'' dizisini takip ediyorlarmış. Sülüman,Hürrem falan hep biliyorlar :))) Hatta adam Hürrem taklidi yapıp ''Sülüman bebek yok.'' falan dedi. Ama'nın gelmesiyle bir o adamla muhabbetimiz bitti:) Ama çok tatlı bir kız.Bize çok yardımcı oldu.Bize şehrin haritasını verdi ve bize çok çok sıcak davrandı.Ama bizi Oradea'da olan Türk çocuklarla tanıştırdı.Onlarla beraber Oradea'nın merkezine gitti.Para bozdurduk.Sonra yurda döndük.
Yurttaki kadın tutturdu sabah 13.30'da burada olun yoksa polis çağırırım falan dedi.Eşyalarımız falan orada sanki kaçacağız hayret bir şey! Gittik yurt parasını verdik de kurtulduk.15 Günlük ücret ödedik(75 lei/39 tl civarı/).Zeynep'i zor tuttuk direkt kadına dalacaktı.Kadın gerçekten bizi çok sinir etti.Sonra arkadaşlarla toplandık ve merkeze gittik.Merkez Oradea Üniversitesinden yürüyerek 10 dakika sürüyor.Çarşıyı biraz gezdik. Oradea genel olarak ekonomik bir şehir.Çok uçuk fiyatlar olmaması bizi sevindirdi.Yolda Türkçe konuşurken iki adam bize seslendi ve ''Kardeş Türk müsünüz ?'' dedi.Onlarla tanıştık.İkisi de esnafmış.Biri kuyumcuydu ama diğerini hatırlamıyorum.Bize Türk lokantası önerdiler. ''La Turcu'' lokantasına gittik.Orada döner yedik.Mercimek çorbası içtik.Yemekler çok güzeldi.Fiyatları da çok uygundu(Döner=7 lei/3,5tl/ ,Mercimek çorbası=8 lei/4 tl/).Yemekten sonra çay ikram ediyorlarmış ve çay müessesedenmiş. Çok sevindim:))))) Sonra dışarı çıktık ve biraz kaybolarak gezmeye devam ettik.Burası çok küçük bir şehir.Sokakta birçok kez tanıdık yüzlerle karşılaştık.(Erasmus öğrencileri ya da burada yaşayan Türkler) Bir de Kırmızı şişme montlu bir adam vardı ikide bir karşımıza çıktı.Zaten gündüz feneri gibi ortalıkta dolaşıyorsun ikide bir karşımıza çıkma be adam.Yürüdük yürüdük yürüdükkkkkk epey bir dolaştık bugün.
Sonra Vodafone hat aldık kendimize.Kendi aramızda ve ailemizle konuşmak için Vodafone hat aldık. Hat 70 lei idi.100 dk yurt dışı ile konuşma,4500 dk Romanya içi konuşma,75 mb internet.Bugün ilk kez annemi aradım.Benim aradığımı duyunca çok şaşırdı ve çok sevindi.Biraz konuştuk hiç değilse iyi olduğumu duydu.Daha önce arayamamıştım ama vodafone'nun sitesinden ücretsiz mesaj göndermiştim.(Vodafone hat kullanıyorum.Netten vodafone Türkiye'ye üye oluyorsunuz.Günlük 10 sms netten gönderebiliyorsunuz.Hat almadan önce aileme haber vermek için bunu kullandım.) Gez gez yorulduk artık arkadaşlar Erasmus evinde kalıyordu onlara gittik.Muhabbet ettik.Bu gece parti varmış onlar oraya gitti.
Zeynep,Cihat,ben evde kaldık.Muhabbet ettik.Sonra benim canım kahve çekti.Hadi kahve yapalım dedim.Hep beraber mutfağa geçtik.Ben kupa ararken Zeynep ve Cihat kahve makinesi olduğunu fark ettiler.Benim için seferber oldular ve kahve makinesini çalıştırmaya çalıştılar.Başarılı olamasalar da çalışmaları taktir ediciydi.Tencerede suyu kaynattım ve kahvemizi yaptık:) Biraz daha muhabbet ettik ve benim aklıma yazı eklemek geldi.Hemen yazmaya başladım:)
Bugünlük de bu kadar :) Yarın görüşmek üzere:)
Sabah 10.00'da kalktık.O yorgunlukla öyle bir uyumuşum ki Eğer işimiz olmasa kalkmazdım :D Baktım kızlarda kalkmış mecburen bende kalktım :D İnternetten Oradea Üniversitesinde çalışan Ama Linda ile tanıştık.Ama bize çay ikram etti.Çok şaşırdık:) Çünkü buradaki insanlarda böyle incelikler yok.Ben açım diyorum kimse tınlamıyor.Bizde olsa ve ben açım desen ''Oooo gel yiğenim yemeğe gidelim.'' der ve bol bol yemek yedirir.Hatta doydum deyince ısrar eder biraz daha yedirirler.Üzerine çay-kahve söylerler.Burada öyle bir şey yok maalesef.Adamla konuşuyorsun kendi kahve içiyor ya da yemek yiyor ama ''Sen de yer misin?'' ya da ''Çay kahve içer misin?'' diye sormuyorlar.Bu çok garibimize gitti.Ama sorsak böyle yapmaları çok normal.Bu açıdan kültürlerimiz çok farklı. Ama'yı beklerken ofisindeki diğer çalışanlarla konuştuk.Türkçe birkaç kelime biliyorlar. Meğer ''Muhteşem Yüzyıl'' dizisini takip ediyorlarmış. Sülüman,Hürrem falan hep biliyorlar :))) Hatta adam Hürrem taklidi yapıp ''Sülüman bebek yok.'' falan dedi. Ama'nın gelmesiyle bir o adamla muhabbetimiz bitti:) Ama çok tatlı bir kız.Bize çok yardımcı oldu.Bize şehrin haritasını verdi ve bize çok çok sıcak davrandı.Ama bizi Oradea'da olan Türk çocuklarla tanıştırdı.Onlarla beraber Oradea'nın merkezine gitti.Para bozdurduk.Sonra yurda döndük.
Yurttaki kadın tutturdu sabah 13.30'da burada olun yoksa polis çağırırım falan dedi.Eşyalarımız falan orada sanki kaçacağız hayret bir şey! Gittik yurt parasını verdik de kurtulduk.15 Günlük ücret ödedik(75 lei/39 tl civarı/).Zeynep'i zor tuttuk direkt kadına dalacaktı.Kadın gerçekten bizi çok sinir etti.Sonra arkadaşlarla toplandık ve merkeze gittik.Merkez Oradea Üniversitesinden yürüyerek 10 dakika sürüyor.Çarşıyı biraz gezdik. Oradea genel olarak ekonomik bir şehir.Çok uçuk fiyatlar olmaması bizi sevindirdi.Yolda Türkçe konuşurken iki adam bize seslendi ve ''Kardeş Türk müsünüz ?'' dedi.Onlarla tanıştık.İkisi de esnafmış.Biri kuyumcuydu ama diğerini hatırlamıyorum.Bize Türk lokantası önerdiler. ''La Turcu'' lokantasına gittik.Orada döner yedik.Mercimek çorbası içtik.Yemekler çok güzeldi.Fiyatları da çok uygundu(Döner=7 lei/3,5tl/ ,Mercimek çorbası=8 lei/4 tl/).Yemekten sonra çay ikram ediyorlarmış ve çay müessesedenmiş. Çok sevindim:))))) Sonra dışarı çıktık ve biraz kaybolarak gezmeye devam ettik.Burası çok küçük bir şehir.Sokakta birçok kez tanıdık yüzlerle karşılaştık.(Erasmus öğrencileri ya da burada yaşayan Türkler) Bir de Kırmızı şişme montlu bir adam vardı ikide bir karşımıza çıktı.Zaten gündüz feneri gibi ortalıkta dolaşıyorsun ikide bir karşımıza çıkma be adam.Yürüdük yürüdük yürüdükkkkkk epey bir dolaştık bugün.
Sonra Vodafone hat aldık kendimize.Kendi aramızda ve ailemizle konuşmak için Vodafone hat aldık. Hat 70 lei idi.100 dk yurt dışı ile konuşma,4500 dk Romanya içi konuşma,75 mb internet.Bugün ilk kez annemi aradım.Benim aradığımı duyunca çok şaşırdı ve çok sevindi.Biraz konuştuk hiç değilse iyi olduğumu duydu.Daha önce arayamamıştım ama vodafone'nun sitesinden ücretsiz mesaj göndermiştim.(Vodafone hat kullanıyorum.Netten vodafone Türkiye'ye üye oluyorsunuz.Günlük 10 sms netten gönderebiliyorsunuz.Hat almadan önce aileme haber vermek için bunu kullandım.) Gez gez yorulduk artık arkadaşlar Erasmus evinde kalıyordu onlara gittik.Muhabbet ettik.Bu gece parti varmış onlar oraya gitti.
Zeynep,Cihat,ben evde kaldık.Muhabbet ettik.Sonra benim canım kahve çekti.Hadi kahve yapalım dedim.Hep beraber mutfağa geçtik.Ben kupa ararken Zeynep ve Cihat kahve makinesi olduğunu fark ettiler.Benim için seferber oldular ve kahve makinesini çalıştırmaya çalıştılar.Başarılı olamasalar da çalışmaları taktir ediciydi.Tencerede suyu kaynattım ve kahvemizi yaptık:) Biraz daha muhabbet ettik ve benim aklıma yazı eklemek geldi.Hemen yazmaya başladım:)
Bugünlük de bu kadar :) Yarın görüşmek üzere:)
Etiketler:
erasmus öğrencisi,
erasmus programı,
Fetih 1453,
oradea,
oradea university,
Oradeada ilk gün,
romanyada ilk gün erasmus ilk gün,
Romanyadaki Türkler,
Türk lokantası
21 Şubat 2013 Perşembe
Oradea'da ilk gün
Tren yolculuğumuz çok şükür son buldu.Ve çok şükür ki o konserve kutusundan tek parça halinde çıkabildik.Romanya'da tren yolculuğu yapacakların DİKKATİNE !! Sakın biz öğrenciyiz uygun olsun diye ekonomik sınıfı seçmeyin!!! Ekonomik sınıf tek kelime ile berbattı.Kompartıman küçücük ve 8 kişilikti.Bizde 6 kişi ama eşyaları 12 kişiliktik. Eşyaları zorla bir yerlere sıkıştırdık.Elimizi yüzümüzü yıkayıp rahatlayalım diye tuvalete gittik ancak tuvalet berbattı.Kokuya dayanamadık ve çıktık.Tren nedenini anlamadığım bir şekilde kapıları açık gidiyordu.Yolculuk yaklaşık 13 saat sürdü.Nihayet bittiğinde acayip sevindim:) Taksi tuttuk ve Üniversitatea din Oradea'ya geldik.Valizlerimizi okulun içine taşıdık ve Erasmus hocasını beklemeye başladık.
Saat 09.00'da hoca nihayet geldi ve odasına geçtik.Bize şehrin haritasını verdi.Bizi yurda yerleştirdi.Ordada yine ayak üstü bir belge doldurduk.Ulan ne belgelermiş doldur doldur bitmedi.Yetti artık umarım bir daha belge doldurmam:)
Yurda eşyalarımızı bıraktık ve kaldığımız katı gezdik.Mutfak ortaktı ve içeride pek bir şey yoktu.Yine de birkaç ocak bir buzdolabı olmasına sevindik.Sonra banyoya geçtik.Aaa o da ne? Duşlar kabin kabin yapılmış ancak duş perdesi yok !?! Daha önceden burada Erasmus öğrencisi olan arkadaşın söylediği ve benim yok artık diyerek inanamadığım şey doğruymuş. Duş epey bir sorun çıkardı ancak çözümü buldum.En büyük boy siyah çöp poşetlerinden aldım ve 2 tanesiyle güzel bir duş perdesi yaptım.
Yurtta işimiz bitince çıktık ve biraz kaybolarak Real'e gittik.Yemek ve temizlik için biraz alışveriş yaptık.Zaten 2 gündür yoldayız doğru dürüst uyuyamadıkta alışveriş bana çoook uzun ve yorucu geldi.Ne kadar sürdü bilmiyorum ama benim hissettiğim bir asıl sürmüştür sanırım:)Alışverişten sonra yurda geldik.Odayı temizledik ve toparladık.Eşyalarımızı yerleştirdik ve yemek yaptık.İlk günün menüsü Tarhana çorbası ve makarna oldu.
Hep beraber yemek yedik.Yemekten sonra herkes bir yere dağıldı.Bende yeni yazı eklemek istedim.
KISACA ÖZETLERSEK ORADEA'DAKİ İLK İZLENİMİM
-Bükreş'ten daha güzel bir şehir:)))
ROMANYA'DAKİ İLK İZLENİMİM:
-Buraya gelmeden önce bir akrabam bana Bulgaristan gezisini anlatmıştı.''Oraya gidince Türkiye'nin n kadar büyük ve gelişmiş bir ülke olduğunu göreceksin.''demişti.Meğer aylar öncesinden benim ilk izlenimimin ne olacağını söylemiş.Bunun üzerine bir şey diyemiyorum.
Bazen değil ama çoğu zaman bir şeyin kıymetini kaybedince anlıyorsunuz.İki gündür yaşadıklarım bana bu sözün ne kadar doğru olduğunu hatırlattı.
Saat 09.00'da hoca nihayet geldi ve odasına geçtik.Bize şehrin haritasını verdi.Bizi yurda yerleştirdi.Ordada yine ayak üstü bir belge doldurduk.Ulan ne belgelermiş doldur doldur bitmedi.Yetti artık umarım bir daha belge doldurmam:)
Yurda eşyalarımızı bıraktık ve kaldığımız katı gezdik.Mutfak ortaktı ve içeride pek bir şey yoktu.Yine de birkaç ocak bir buzdolabı olmasına sevindik.Sonra banyoya geçtik.Aaa o da ne? Duşlar kabin kabin yapılmış ancak duş perdesi yok !?! Daha önceden burada Erasmus öğrencisi olan arkadaşın söylediği ve benim yok artık diyerek inanamadığım şey doğruymuş. Duş epey bir sorun çıkardı ancak çözümü buldum.En büyük boy siyah çöp poşetlerinden aldım ve 2 tanesiyle güzel bir duş perdesi yaptım.
Yurtta işimiz bitince çıktık ve biraz kaybolarak Real'e gittik.Yemek ve temizlik için biraz alışveriş yaptık.Zaten 2 gündür yoldayız doğru dürüst uyuyamadıkta alışveriş bana çoook uzun ve yorucu geldi.Ne kadar sürdü bilmiyorum ama benim hissettiğim bir asıl sürmüştür sanırım:)Alışverişten sonra yurda geldik.Odayı temizledik ve toparladık.Eşyalarımızı yerleştirdik ve yemek yaptık.İlk günün menüsü Tarhana çorbası ve makarna oldu.
Hep beraber yemek yedik.Yemekten sonra herkes bir yere dağıldı.Bende yeni yazı eklemek istedim.
KISACA ÖZETLERSEK ORADEA'DAKİ İLK İZLENİMİM
-Bükreş'ten daha güzel bir şehir:)))
ROMANYA'DAKİ İLK İZLENİMİM:
-Buraya gelmeden önce bir akrabam bana Bulgaristan gezisini anlatmıştı.''Oraya gidince Türkiye'nin n kadar büyük ve gelişmiş bir ülke olduğunu göreceksin.''demişti.Meğer aylar öncesinden benim ilk izlenimimin ne olacağını söylemiş.Bunun üzerine bir şey diyemiyorum.
Bazen değil ama çoğu zaman bir şeyin kıymetini kaybedince anlıyorsunuz.İki gündür yaşadıklarım bana bu sözün ne kadar doğru olduğunu hatırlattı.
Etiketler:
erasmus,
erasmus ilk gün,
Erasmus korku Memleket hasreti,
erasmus öğrencisi,
erasmus programı,
oradea university,
oradea üniversitesi,
Oradeada ilk gün,
romanya,
romanyada erasmus,
sosyal medya
Hani O Çok Önemli Olan İlk İzlenimler....
19 Şubat Salı günü sabahın dördünde Esenboğa hava limanında ''Ne bok yiyeceğim ben ?'' diye düşünürken uçuş vaktinin gelmesiyle maceramız başladı.Uçaktaki yerlerimize geçtik. Çookk uykulu ama meraklı bir şekilde uçmanın nasıl bir şey olduğunu düşündüm.Sorumun cevabı basitti.Ancak ilk kez uçakla yolculuk yapacağım için benim için henüz ilginçti.Uçak pistte bayağı bir yürüdü ve yavaş yavaş yükseldi. Uçuş çok güzeldi.Hele bulutların üzerinde olmaya ba-yıl-dım. Bir saat içinde İstanbul'da hava alanındaydık.Yeni uçuş saatimizi beklerken Romanya'ya giden diğer Erasmus öğrencileri ile tanıştık.Tahminimden daha fazla Türk öğrenci vardı.Kısa sürede kaynaştık ve Bükreş'e doğru yola çıktık.İkinci uçak yolculuğum çok daha rahattı.En azından bilinmezliğin korkusu gitmişti. Kısa sürede istediğin yere varmayı çok sevdim.
Bükreş hava alanında... :)
Bükreş hava alanında... :)
19 Şubat 2013 Salı
Ceyda ya diss :D
Sazı aldım elime Ceyda. Bana laf atmak kolay ama benim laflarımdan kurtulmak zor. Nasıl da korka korka yazıyorsun korkak değilim diye. Ama ben bizzat şahit oldum, korkularına beni ortak ettiğine. Her insanın harcı değil tek solukta blogta onlarca cümle yazmak.
'ben az konuşurum,sen çok anla' :D
Neyse burayı sosyal medyanın meydan alanın gibi düşünmesinler okuyanlar. Sonra Erol Köse ve Gülşen in olaya dönmesin.
Maceranın başlamasına az kaldı. Asıl konu olan romanyaya gelelim..
burda önemli olan para birimi. Hazır bakmışken yazmak istedim. 1 euro 4,37 lei civarı. Güle güle harcayın.
neyse şimdi yatsak 4 saat uyumuş oluruz... herkese iyi geceler..
'ben az konuşurum,sen çok anla' :D
Neyse burayı sosyal medyanın meydan alanın gibi düşünmesinler okuyanlar. Sonra Erol Köse ve Gülşen in olaya dönmesin.
Maceranın başlamasına az kaldı. Asıl konu olan romanyaya gelelim..
burda önemli olan para birimi. Hazır bakmışken yazmak istedim. 1 euro 4,37 lei civarı. Güle güle harcayın.
neyse şimdi yatsak 4 saat uyumuş oluruz... herkese iyi geceler..
Yolculuk için geri sayım:)
Artık Zeynep'te blog açtığımı biliyorrr :)Bu blogda beraber yazacağız. Şu an uyuyamayacağımızı bile bile yatakları serdik. Elimizde laptop iki malak oturuyoruz.Bakalım uyuyabilecekmiyiz:)
O değil de ben çok rahatım yaaa.Kendimden beklenmeyecek şekilde bir rahatlık var bende.Açıkçası bu beni korkutuyor:D Öff bu kızda ne korkak bişey demeyin sakın :D Hayır efendim değilim !!!!!! :)Aslında daha önce Eyfel kulesinden iki kez atladım:D hatta dünyayı gezmişliğim var hem de en ekonomik yol olan hz. google earth ile :D
Ben yazıyorum Zeynep de yanımda gaz veriyor:DŞunu yaz bunu yaz:D Aslında çaktırmıyor ama o da korkuyor:D:D Şimdi inkar etti ama yalan:D bide hadi ordan diyo yalanÇı :D
Nanik nanik nanik :D:D Klavye bende burada benim sözüm geçer:D
O kadar !
Onun sözünün geçeceği yere de gelecekmişiz:D
Hıh haspam :D
Yat uyu sabah kalkamayacaksın :D
Sabah mı dedim ?Afedersin !
Gece dört demek istedim:D
O değil de o kalkacak ben yatacağım sanki :D Kızım sana söylüyorum egom sen anla:D
:))
O değil de ben çok rahatım yaaa.Kendimden beklenmeyecek şekilde bir rahatlık var bende.Açıkçası bu beni korkutuyor:D Öff bu kızda ne korkak bişey demeyin sakın :D Hayır efendim değilim !!!!!! :)Aslında daha önce Eyfel kulesinden iki kez atladım:D hatta dünyayı gezmişliğim var hem de en ekonomik yol olan hz. google earth ile :D
Ben yazıyorum Zeynep de yanımda gaz veriyor:DŞunu yaz bunu yaz:D Aslında çaktırmıyor ama o da korkuyor:D:D Şimdi inkar etti ama yalan:D bide hadi ordan diyo yalanÇı :D
Nanik nanik nanik :D:D Klavye bende burada benim sözüm geçer:D
O kadar !
Onun sözünün geçeceği yere de gelecekmişiz:D
Hıh haspam :D
Yat uyu sabah kalkamayacaksın :D
Sabah mı dedim ?Afedersin !
Gece dört demek istedim:D
O değil de o kalkacak ben yatacağım sanki :D Kızım sana söylüyorum egom sen anla:D
:))
18 Şubat 2013 Pazartesi
''Bu gece soooonnnnn'
Bu gece evimde son gecem.Yarın Ankara'ya gidiyorum.Evden birinin gidecek olmasının boğucu bir havası var evde.Her zamanki gidişler gibi..Evim sırtımda kaplumbağa biri gidiyorum yine. Allah'ım ne olur yardım et.''Ne bok yiyeceğiz la !'' demeden edemiyorum.
Adettir hayatında bi bok değişince facebooook'ta mutlaka yazılır.Yazılmazsa dövülür.İlla hava atacağız ya birbirimize ! :)Bildiğin sidir yarışı.Bende ironi dolu kısa bir yazı yazdım:)
Sevgili Mark Zuckerberg ''Neler oluyor Ceyda ? '' deyip duruyorsun.Peki açıklayayım. Erasmus öğrencisi olarak Romanya'ya gidiyorum.Haberin olsun sonra trip atma:D:D
6 Şubat 2013 Çarşamba
Heyecanla karışık korku ile beklerken.
Romanya'ya gitmeme tam 12 gün kaldı.Ne yapacağımın bilinmezliği beni şimdilik korkutuyor. Biraz kontrolcü bir yapım var sanırım.Belki bu yüzden korkuyorum.Yıllar sonra bu bloga bakıp gülümseyerek okuyacağım anılarım olacak biliyorum.Ama yine de bu bilinmezlik beni korkutuyor. Yurt dışında en çok zorlanacağım konu ailemle rahat rahat konuşamamak olacak.Ama zamanla üstesinden geleceğime inanıyorum.Kısaca bilinmezlik bende farklı bir heyecan ve korku yaratıyor. Tek başıma olmadığım için şanslıyım. Ne mutlu ki Romanya'ya en yakın arkadaşımla gidiyorum.Kalan zamanımı Romanya'yayı araştırmaya devam ederek geçireceğim.Umarım her şey güzel olur ve iyi ki Erasmus programına katılmışım derim:)
2 Şubat 2013 Cumartesi
Erasmus Romanya
Aylardır hayalini kurduğum şey sonunda gerçeklemişti.
Erasmus programı ile yurt dışına gitmeye hak kazandım.Ülke tercihlerinden sonra Romanya'ya gideceğimiz kesinleşti.
İlk kez yurt dışına çıkacak ve hatta orAda 4.5 ay yaşayacaktık! Hayatında belki bir daha hiç karşına çıkamayacak bir fırsat ve korkuydu benim için Erasmus. Sonuçta bilmediğim bir şey ve ben bilmediğim çoğu şeyden korkarım.
Romanya'da Oradea Üniversitesine gideceğiz. Erasmus programı bence katılımcılarını kesinlikle değiştirecek bir program. Belli bir süreliğine farklı kültürlerden gelen kişileri bir araya topla ve ''Hadi kaynaşın yiğenim ''de.
Bakalım neler olacak ?Şimdiden sabırsızlanıyorum :)))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)