30 Haziran 2013 Pazar

Artık Türkiye'deyim :)

Merhaba
10 gündür Türkiye'deyim.Dört aydır bunu bekliyordum ve isteğim sonunda gerçekleşti bu
yüzden Allah'a çok şükrediyorum.Toparlanmam bir kaç günümü aldı.Bir süre telefon ve bilgisayar kullanmayacağım.Artık nadastayım :)
Erasmus dönüş işlemleri hakkında bir yazı yazmayı planlıyorum.Ama ne zaman yaparım bilmiyorum.Yine de aklınıza takılan bir şey olursa bana mail atabilirsiniz. Kolay gelsin:)

7 Haziran 2013 Cuma

Erasmus Romanya İletişim.




Merhaba
Bu yazımda iletişimden bahsedeceğim.
Burada gelmeden önce Türkiye'deki hatların yurt dışı paketlerini araştırmıştım.Hepsi de çok pahalı gelmişti.Önceden erasmus yapan arkadaşlarla konuştum.Burada vodafone, orange ve cosmote var.
Genelde vodafone ve orange kullanılıyor.Ben vodafone hat aldım.Vodafone'da 5 euro yükleyerek uluslararası 50 dakikaya sahip oluyorsunuz.Bu 50 dakika yetmese de yine bir nebze işe yarıyor... :)

Ailenizle internetten rahatlıkla görüşebilirsiniz.Bunun için size tavsiyem facebook. Gelmeden ailenize bir facebook hesabı açın ve onlara öğretin. Bunun dışında skype'de iyidir.Görüntü kalitesi daha iyi ama facebook'a göre daha karmaşık.

Aklıma gelmişken söyleyeyim laptop getirmemek gibi bir hatayı sakın yapmayın.İnternet olmasa burada vakit geçiremezsiniz.


3 Haziran 2013 Pazartesi

Romanya'nın para birimi lei(ron)



Para para para...para para para...varlığı bir dert yokluğu yara :) 

Merhaba
Romanya'nın para birimi lei(ron)'dir.
1 tl= 1,79 lei (Bugün)
Romanya'daki bozuk paraların adı ''Bani''

Yani yuvarlak hesapla bizim bir Türk liramız burada iki leyi gibi bir şey oluyor. Romanya'nın ucuz bir şehir olup olmadığını gelmeden önce epey araştırmıştım.Genelde ucuz bir şehir olduğundan bahsedilmiş.Bence birkaç günlüğüne tatile gelmiş biri için ucuz görünebilir ancak eğer burada uzun süre kalacaksanız işin rengi değişiyor.Burada çok ucuz olan şeyler var ( örn: her türlü içki) ama çok pahalı şeyler de var.Ben burada eczaneden bir krem almıştım.Türkiye'de bir tl olan krem burada 12 leiydi ! Aman dikkat

Bir de şöyle bir hatam oldu.Biz şimdi geldik.Yeni bir ülke yeni insanlar ve alışmaya çalışıyoruz. Sudan çıkmış balık misali geziyoruz.Buraya geldiğimizde Türk parası leinin iki katıydı.Bizde bir şeylerin fiyatı nasıl uygun mu diye Türk parası ile kıyasladık.
Örneğin:
-Bunun fiyatı sekiz leiymiş.
-?!?
-Yani dört tl !

Arkadaşlar bizim hatamız bu oldu.Size bunu yapmayın demiyorum ama zamanla bırakın.Yoksa o hibe zor dayanır.Tamam kabul ediyorum bizim paramız buradaki paradan daha kıymetli,Türk lirası ile kıyaslamanız gayet normal.Ama unutmayın ki en az üç ay burada yaşayacaksınız.Bu yüzden buradaki şartlara göre hareket etmeniz gerekir.Üç ay Türkiye'de değil Romanya'dasınız.Bu yüzden Türk lirası ile kıyaslamayı bırakın.Zaten zamanla buna gerek bile kalmayacak.

LEU (LEİ) ((RON))

1 LEİ:


NOT: Tanıtmaya bir leyiden başladım.Çünkü cüzdanınız bunlarla dolu olacak:) kağıt para ama maalesef değeri yuvarlak hesapla bizim 50 kuruş :)




Umarım biraz fikir edinebilmişsinizdir.Merak ettiğiniz bir sorunuz varsa çekinmeyin.Keyifli günler :)

Romanyada simit

Merhaba
Size önceki yazılarımda romanyadaki simitten yani covrig'den bahsetmiştim.Covrig yapımı ile ilgili bir video buldum ilginizi çekebileceği için paylaşıyorum.Romanya'da simit

2 Haziran 2013 Pazar

ELİF ŞAFAK'A GÖRE YAZMANIN 11 KURALI



1- Yalnızlığa övgüdür yazmak. Dışa dönüklüğe karşı içe dönüklüğü, eğlenceye ve sosyalleşmeye karşı yalnız geçirilecek saatleri/günleri/haftaları/yılları seçmektir. Yazarlar iyi bir dedikodu ya da çılgın bir partinin tadını çıkarabilirler ara sıra ama yazma eylemi ve yaşamlarımızın merkezi saf yalnızlıktır.

2- Yazmak ancak yazarak öğrenilebilir. Kulağa pek cazip gelen yetenek, sürecin yüzde 12'sinden fazlası değildir. Çalışmak işin yüzde 80'idir. Kalan yüzde 8, “şans” ve “zamanın ruhu”dur—kısaca, elimizde olmayan şeyler.

3- Okuyun. Bolca okuyun. Ama hep aynı yazarları okumayın. Mümkünse geniş çaplı, ne bulursanız okuyun. Kurmaca, bir işleve indirgenemez.

4- Okumayı seveceğiniz kitabı yazın. Eğer yazdığınız şeyden zevk alıyorsanız (bu onu yazarken sıkıntı çekmediğiniz anlamına gelmez) muhtemelen insanlar da kitabı okurken aynı şekilde hissedecektir. Yazar ve hikâyesi arasında bir aşk ilişkisi yoksa okurla o hikâye arasında da bir aşk yok demektir.

5- Depresyondan korkmayın. Yolculuğun ayrılmaz parçasıdır o. Ama depresyonu romantikleştirmemeye de dikkat edin. İstediği zaman gelip giden özgür ruhlu, güvenilmez bir dost olarak görün onu.

6- Kendinize karşı acımasız olun. Kesin. Yıkın. Değiştirin. Sayfaları bütün olarak çıkartın. Kötü yazı kötü ilişki gibidir. Sırf içli dışlı olduğunuz için müptelası olmayın onun. Atın gitsin.

7- Karakterlerinize karşı acımasız olmayın ama. Hor görmeyin onları. İşimiz karakterlerimizi yargılamak değil onları anlamak ve diğer insanların anlamasını sağlamaktır. Empati, anahtar sözcüktür.

8- Her ne yaparsanız yapın, yazdığınız romanın konusu üzerine konuşmayın. Ajanınız ya da yayıncınızla yiyeceğiniz yemeğin keyfini kaçırmaktan başka işe yaramayacaktır bu. Ne üzerinde çalıştığınızı soruşturduklarında şarabınızdan bir yudum alın ve herhangi bir ipucu vermeyecek ama evrenin gizli güçlerini harekete geçirmeksizin meraklarını uyandırmaya yetecek kadar örtülü birkaç sözcük çıksın ağzınızdan. Bol şans!

9- Okurları unutun. Eleştirmenleri unutun. Herkesi unutun. Aslına bakarsanız dışarıda bir dünyanın var olduğunu unutun.

10- Tıkanma diye bir şey yoktur. Yine de eğer esininiz tükendiyse İstanbul'a gidin, şehrin kaosu içinde birkaç gün geçirin: gözleyin, dinleyin, martıları besleyin ve aynı anda küçüldüğünüzü ve büyüdüğünüzü hissedin.

11- Nihayet, sözünü ettiğim kuralların her birini görmezden gelin. Yazmanın kuralı yoktur. Onun güzelliğidir bu. Kimsenin bizden almasına izin vermememiz gereken özgürlüğün ta kendisidir.