18 Temmuz 2013 Perşembe

Erasmus dönüş işlemleri hakkında

Uzun bir süre sonra merhaba
Aklımda birkaç şey daha var.Onlarla ilgili bir şeyler yazmak istiyorum ama bekliyordum.Biraz vakit geçsin ve sinirim dinsin diye.İşte o zaman bu zaman yazmaya devam:)


Uçak biletini internetten almıştık.Yine pegasus'u tercih ettik.Romanya'da artık sınırlı sayıda günümüz kalmıştı.Tüm işlerimi halledip Türkiye'ye öyle dönmek istiyorum.Bunun için işe ilk olarak tüm derslerden notlarımı alarak başladım.Romanya'da bize bir karne verdiler.Hocaların yanına gidip notunuzu yazmalarını istiyorsunuz.Elimizde karne koşturduk hocaların peşinden.Bu koşturma bir kaç gün sürdü çünkü bazı hocaları bulmam mümkün değil.Okulu talan ediyoruz ama yine de bulamıyoruz.Neyse şansım yaver gitti ve tüm notları yazdırdım. Oradea'daki erasmus koordinatörü ile mailleşmeye başladım.Dönüş işlemleri için neler yapmam gerektiğini sordum. Sonra da kendi okulumun internet sitesinden erasmus dönüş işlemlerine baktım.

Size fikir vermeyi açısından kendi okulumun erasmus dönüş işlemleri ile ilgili sayfasının linkini  atıyorum. TIK


Dönüşte gelirken "Transcript" ve "Corfirmation of Exchange" belgelerini getirmen gerek.

Karneme tüm notlarımı yazdırdıktan sonra erasmus koordinatörüne gittim.Karnemi istedi.Ve belgeleri yarın alabileceğimi söyledi.Ertesi gün okula gittik.Bize bir poşet verdi.Poşette erasmus Oradea yazan ve okulun ambleminin bulunduğu mavi bir tişört vardı.Ve bir de dosya.Dosyanın içinde bizim belgeler hazır ve nazır bekliyordu:)Erasmus koordinatörü ile vedalaşıp okuldan ayrıldık.Sonunda her şey bitmişti.

Eve gittik.Üç gün öncesinden sevinçle eşyalarımı toplamaya başlamıştım.Türkiye'ye dönmenin mutluluğunun yanı sıra bir yerden ayrılmanın garip hüznünü de yaşıyordum...

TÜRKLER HIRSIZMIŞ !!


Guest house'de kaldığımız için oradan çıktığımıza dair bir kağıt imzalamamız gerekiyormuş.Bunun için Marius'un yanına gittik.Ve şok geldi ! Bizden para istedi.Tabi bu kolay bir miktar değil kişi başı 60 euro istedi!! Bakın nedeni neymiş.

Biz şok olduk tabi neden diye sorduk.Bizi mutfağa götürdü ve çatal bıçak takımını gösterdi.Onların set olduğunu bazı çatal ve kaşıkların kayıp olduğunu söyledi.İşi abartıp ''Türkler hırsız!'' dedi.Bize ikinci bir şok daha geldi.Biz durumu açıklamaya çalışıyoruz ama adam anlamıyor.İki üç tane kıçı kırık çatal kaşık ortada yok diye hırsız damgası yedi tüm Türkler iyi mi !

Marius saydı saydı ve çekip gitti.Biz evde kalanlar konuşuyoruz(Zaten 5 Türküz)
Marius para isteyince gerçekler ortaya çıktı ama ne gerçekler resmen adilik !
Daha önceden beş Türk erasmus öğrencisi ayrılmıştı evden. Giderken çatal,kaşık,bıçak çalmışlar.Hem kendilerine hem de arkadaşlarına. Çatala kaşığa tamah etmişler yani bildiğiniz çingenelik yapıp çalmışlar ! Ben şüpheleniyordum ama bu kadarı da olmaz diyordum meğer olmuş bile!

O beş Türk'ün arkadaşı itiraf etti.Onlar giderken götürdüler dedi.Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın hesabı bu itirafta Marius para isteyince ortaya çıktı. O zaman yemin ettim Marius'a 1 lei bile vermemeye.Başkasının hırsızlığı yüzünden hem sinirlerimiz bozuldu hem de hırsız damgası yedik.Ailem o parayı helal bir şekilde kazanıp yolluyordu.O şerefsizler yüzünden paramın 1 leisini bile Marius'a vermeyecektim.Sonra bir arkadaş Marius ile konuşmaya gitti.Fiyatı indirmiş ve Marius'a çatal ve kaşıkları diğer malların yurdundan toparlayıp getireceğini söylemiş.Bunu bize de söyledi ama o kadar sinir olmuştuk ki yeminimizden dönmedik.Eşyalarımızı toplayıp çıktık o evden.

Şimdi bakmayın çok sakin yazmama o zaman çok çok sinirliydim.O şerefsizlerin hırsızlığı yüzünden tüm Türkler hırsız damgası yedik.Bu yazıyı yazmak için sinirimin geçmesini bekledim.Ben onları Allah'a havale ediyorum Rabbim onları nasıl biliyorsa öyle yapsın.Ama bizi zor duruma düşürmelerini hiç unutmadım.Bu dünyada gram kötülük karşılıksız kalmaz bunu zaman onlara gösterecek!



Akşam treniyle Bükreş'e doğru yola çıktık.O gün yaşadıklarımızın etkisiyle çok yorgundum.Yolculuk bu sefer iyi geçti çok şükür..
Bükreş'e varınca ilk iş hostele gittik.Burada bir gece kalacaktık.Eşyalarımızı bıraktık,duş aldık,uyuduk ve kendimize geldik.Akşam ve ertesi gün Bükreş'i gezdik.Türk lokantası bulduk orada güzelce yemek yedik. Bükreş Türk şehitliğine gittik.(Şehitlik şehir merkezinde.Eğer vaktiniz varsa mutlaka uğrayın.)

20 Haziran'da sabah kahvaltı yapıp hava alanına gittik.
Havaalanında birkaç saat bekledikten sonra uçak saatinin gelmesiyle erasmus maceramız burada son buldu.

Çok şükür İstanbul'a indik.Sonunda!! Vatanında olmak çok güzel.Etrafındaki insanların ne dediğini anlamak çok güzel.Derdini Türkçe anlatmak ise ayrı bir güzeldi. Uçak geç iniş yaptığı için diğer uçağı kaçırmak üzereydim ve check-in işleminin yapılacağı yer çok kalabalıktı.Sanırım bir kaç uçak rötar yapmış.Gelir gelmez bir koşturma içinde buldum kendimi.Uçağın kalkmasına 10 dakika var ve ne yapacağımı şaşırdım.
Pegasus görevlilerinden yardım istedim ama bir şey yapamayacaklarını söylediler.Biri de şu öneride bulundu.Önümdeki insanlardan izin isteyip öne geçmeliymişim. Önümde en az 150 kişi var yalnız!

Uçaklar rötar yaptığı için herkes sinirli herkes birilerine bağırıp çağırıyor.Birden Allah'ım ne olur yardım et dedim ve telefonuma mesaj geldi.Uçak yarım saat ertelenmiş.Çok şükür ! Sonra başka bir pegasus görevlisinden yardım istedim beni öne aldı ve check-in işlemi son buldu.Koştur koştur uçağın kalkacağı kapıyı aradım.Bir gittim şok ! İnsanlar görevlinin başında toplanmış bağırıyorlar.Görevli uçak arıza yapmış falan diye bir şeyler zırvaladı.Biraz orada durup şimdi ne yapacağımı düşündüm. Rabbimden yardım istediğim anda ayrıntıyı gördüm.Kapıdaki ekranda Türk hava yollarının amblemi vardı ama benim uçağım pegasustu. Kapılar değişmişti. Acilen yeni kapıyı bulmalıydım !! Yine bir koşturma başladı. Oraya koşuyorum buraya koşuyorum birilerine bir şeyler soruyorum.Bir yandan açım bir yandan yorgunum ne yapacağımı şaşırdım. Yeni kapıyı bulmamla derin bir nefes aldım.Çok şükür uçaktaydım:) Ankara'ya doğru yola çıktık :):)

Ankara'da uçaktan indim ve valizimi beklemeye başladım.Uzun süre bekledim bir süre sonra içim içimi yemeye başladı.Hayır dedim lütfen ! Bugün başka bir koşturmacayı kaldıramayacağım.Ama olmadı valizim çıkmadı!!!

Kayıp eşya bürosuna gittim içerisi tamamen dolu.İnsanlar görevlinin başında birikmiş sinirli sinirli konuşuyorlar. Orada ne kadar bekledim bilmiyorum.En sonunda sıra bana geldi ve birkaç belge doldurdum.Valizim İstanbul'da kalmış.Valizimi kargo ile göndereceklerini söylediler.Yorgun,aç ve sinirli olarak ayrıldım oradan.Beni karşılamaya gelen akrabalarımda yemek yedik.Sonra gece 02.00'da memleketime gitmek üzere yola çıktım.
05.30'da evimdeydim yorgunluktan ölüyordum ama çok şükür her şey son bulmuştu :)