9 Mayıs 2013 Perşembe

Balkan turu(İkinci durak Sırbistan-Belgrad)

Sabahı erken saatinde tren yolculuğumuz başladı. Timişoaradan Belgrad'a direkt tren yok.Aktarma yaparak gittik.Yalnız aktarma yapacağımızı yolda öğrendik:D Bir ara baktık adamın biri yanımıza geldi Romence bir şeyler söylüyor.Etrafımıza bir baktık kimsecikler yok :D Biz muhabbete öyle bir dalmışız ki adam söylemese yanmıştık:D

Yolculuk sanırım dört saat falan sürmüştü.Trenden iner inmez para bozdurduk.Sırbistan'ın para birimi ''Dinar''.Bir euro 110 dinar ediyordu.Bol sıfırlı bir paraları var. Bosna Hersek'e otobüsle gidiliyormuş.
Belgrad-Saraybosna arası altı buçuk saatmiş.Saat 16.00 ve 22.00'da otobüs vardı.Biz 22.00'a bilet aldık.Valizi emanete bıraktık(Bir günlük 140 dinar) ve dışarı çıkar çıkmaz kendimi çimenlerin üzerine attık.Sıcak bizi cidden çok zorladı.Sıcakta hiç gezilmiyor yahu.Soğuk hadi bir nebze.Hele ki ben kış çocuğuyum sevmem sıcağı.Allah'tan çoğu seyahatimizi bitirmiştik.

Bu kadar dinlenme yeter diyerek şehir merkezini aramak üzere yola çıktık.Anam bu ne şehir merkeziymiş ara ara bulamadık.Birilerine sorup öğrenmeye çalışıyoruz ama kime sorsak ya şehir merkezi diye bir alış veriş merkezini gösteriyor ya da bomboş bir caddeyi.Meğer şehir merkezi o bomboş caddenin bir arka sokağındaymış. Biraz sinir olduk ama sonunda şehir merkezini bulduk. Belgrad' ın klasik bir çarşısı vardı.Dar sokaklar,süslü ve yüksek binalar...Aç olduğumuz için hemen Türk lokantası aramaya başladık.Bulduğumuzda mutluluğumuzu görmeniz lazım:)Günler sonra ilk çorbamızı içtik.Yemekler cidden çok lezzetliydi. Restaurantın adı '' Dukat Kebab&Baklava  '' Belgrad'ın ana caddesi üzerinde yer alıyor.
Yemekten sonra gezmeye başlıyoruz.

İlk durağımız ''Kalemagden kalesi'

                                                         (Kalenin kuş bakışı görünümü)

Birazcık bilgi :)

 Belgrad’da kale alanı ve park, şehre ait bir alandır. Belgrad'ın Eski Şehir belediyesindedir.        
Kalemegdan adı Türkçe kökenlidir. Birleşik söz olan bu ad kale ve megdan (< meydan) sözlerini içerir.           Kale meydanı tamlaması ve/veya Kalemeydan yer adı Sırpça içinde Kalemegdan hâlini almıştır. Osmanlı İmparatorluğu egemenliğindeyken konulmuş olan ad, sonraki dönemde de kullanılmıştır.
Kalemegdan, Şumadiya’nın bitişinde yer alır. Uçurum gibi sırt bir konumda, Tuna’ya Sava nehrinin karıştığı alandadır. Burası Belgrad’ın en güzel, görülmeye değer bölgelerin başında gelir. Büyük Savaş Adası’nın da bulunduğu yer burasıdır.

Osmanlı Türk Egemenliği
Kale, 1521 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmıştır. Belgrad’ın Osmanlı sultanı Muhteşem Süleyman ve 250.000 askeri tarafından alınması 28 Ağustos 1521'den önce olmadı, şehir bu vesileyle yerle bir oldu ve neredeyse bütün Hristiyan nüfus (Sırplar, Macarlar, Yunanlar, Ermeniler vb.) İstanbul'a bugün Belgrad ormanları olarak bilinen bölgeye gönderildi(Bu yüzden ismi Belgrad ormanıymış.).  Belgrad bu dönemde Osmanlı Avrupa’sında İstanbul ile birlikte 100.000 nüfusu aşan 2 şehirden biriydi ve bir sancak hâline getirildi.

Kale epey kalabalıktı.Kalenin içinde askeri müze vardı ama gezemedik.Dışarıda savaştan kalan top arabaları vardı.Kalenin cidden mükemmel bir manzarası var.Öyle ki oturup saatlerce izleyebilirim.Sava nehrinin Tuna nehrine karıştığı kısmı rahatlıkla görebilirsiniz.Manzarada sadece yeşil ve mavi var.Orada epey bir fotoğraf çektik.Sonra kuleye çıkıp şehri oradan izledik.Kuleye çıkış ücretli ancak pahalı değil.
Oradan çıkınca şu an Ortodoks dünyasının en büyük kilisesi olan Sava Kilisesini gördük.
İçeride ayin vardı.Ayin olur da kaçırır mıyım? :D içeri girip birazcık izledim.

Herkesin elinde uzun sarı mumlardan vardı.Sonra o mumları yere diktiler.Secde eder gibi bir hareket yaptılar.İçerisi çok kalabalıktı çok kalamadım.Zaten benim turist olduğumu anlayınca benden pek hoşlanmadılar:)


Yolda bir Türk ile karşılaştık.Daha doğrusu o bizim Türkçe konuştuğumuzu duyunca sevinçten boynumuza sarılacaktı.Tek başına gezmeye gelmiş.O değil de çocuk fok balığı gibi konuşuyordu.Hafiften kıl olduk.Hatta bir ara kenara çekip ''Oğlum sen neden fok balığı gibi konuşuyorsun?'' diyecektim. Belgrad'ta  epey çeşme var.Üstelik suyu temiz ve soğuk.Bol bol içtik tabi:)
Ana cadde üzerinde epey turladık.İlgimizi çeken binaları görmeye gittik.Gezdik,gezdik,gezdik.Bir sürü fotoğraf çektik.Yorulunca yine çimenlere yayıldık.Tekrar gezdik-yemek yedik-fotoğraf çektik-yorulduk derken gün bitti :) 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder