Evden çıkalı tam bir hafta oldu. Zaman Oredea da çok çabuk
geçiyor. Tabi arkadaşlarla takılmak güzel.
Bugün yine olaylı bir gün geçirdik. Ya şu erasmusa
başvurduğumdan beri elime geçen evrakları doldurmaktan bıktım. Eline kağıdı
veren ‘’fill in the text’’ deyip duruyor. Yeter be kardeşim ne kağıtmış bu.
Neyse gelelim konuya bugün polise ve sağlık raporu için doktora gitmemiz
gerekti. Doktora gittik ve bornozlu bir kadın içerden çıktı. Ne istediğimizi
sordu ve pasaportlarımızı aldı. Daha sonra onun doktor olduğunu anladık. Bizi
pembe bornozuyla şöyle bir göz kararı şeker katar gibi süzdükten sonra elimize
rapor verip yolladı bizi. Tabi ki bunun için 20 lei bayılmak zorunda kaldık.
Sonra polise gittik ve meğer yeşil pasaport diye hava atıp vize almadığımız
pasaport için bizden oturma izni ve vize istendi. İşte o an herkesin kafa
bulandı ve Merve hocayı aradık. Polis vize almadığımız taktirde 3 ay sonra
ülkeden atılacağımızı söyledi. :D Hepimiz
boynumuz bükük ve ağzımızda Şebnem Ferah’tan ‘ben bir mülteciyim’ şarkısıyla
yurda döndük ve ülkede kalabilme adına çalışmalara başladık.
Yani sağolsunlar!!!! Gerçektende herkes çoooook yardımcı
oldu ki anlatamam bunu!!!! Başkonsolosluğu aradım ve adamın konuşması çok
rahatsız ediciydi. Neymiş efendim; vize almam için cehennemin dibi olan
Oradea’dan kalkıp Türkiye’ye gidecekmişim. Oooooo bu bizim için Atlantik
Okyanusunu yüzerek geçmek gibi bir şey.
Yalnız adam o kadar rahat söylüyor ki sanırsınız ışınlama bulunmuş ve ben
ışınlanma yoluyla Türkiye’ye bi gidip vize alıp hemen geleceğim. Hay sana da
işine de dedim kapattım telefonu.
Her neyse okula gittik tren bileti alalım diye. Öğrenci
işlerindeki kadın İngilizce bilmiyor. Haydi buyur buradan yak. Gerçi o
İngilizce bilse ne olacak bizde bilmiyoruz ki :D Koordinatör yardımıyla işi
hallettik ama hala alamadık biletleri. Bugün git yarın gel sistemi Türkiye’de
olduğu gibi burada da tıkır tıkır işliyor.
İşleri halledemeden yurda geldik. Yumurta kırıp yeyince bir
de güzel uyuduk. Sonra kalktık ve Livingroom kafe de arkadaşlarla takıldık.
Gece saat 12.00’de yurda dönerken arkadan tanımadık bir bayan sesi duyduk ve
bayan Türkçe konuşuyordu. O saate Romanya sokaklarında karşılaştığımız bu
kadınla ufak bir sohbetimiz oldu ve yurda geldik. Daha sonra yurdun kapısı
kilitli olduğu için çitlerden atladık ve bahçeye girdik. Şimdide yurttayım işte
:D
KIVIRCIK :)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder