26 Şubat 2013 Salı

Herkesin Kafa Güzel Bizim ki Daha Güzel :



Evden çıkalı tam bir hafta oldu. Zaman Oredea da çok çabuk geçiyor. Tabi arkadaşlarla takılmak güzel.
Bugün yine olaylı bir gün geçirdik. Ya şu erasmusa başvurduğumdan beri elime geçen evrakları doldurmaktan bıktım. Eline kağıdı veren ‘’fill in the text’’ deyip duruyor. Yeter be kardeşim ne kağıtmış bu. Neyse gelelim konuya bugün polise ve sağlık raporu için doktora gitmemiz gerekti. Doktora gittik ve bornozlu bir kadın içerden çıktı. Ne istediğimizi sordu ve pasaportlarımızı aldı. Daha sonra onun doktor olduğunu anladık. Bizi pembe bornozuyla şöyle bir göz kararı şeker katar gibi süzdükten sonra elimize rapor verip yolladı bizi. Tabi ki bunun için 20 lei bayılmak zorunda kaldık. Sonra polise gittik ve meğer yeşil pasaport diye hava atıp vize almadığımız pasaport için bizden oturma izni ve vize istendi. İşte o an herkesin kafa bulandı ve Merve hocayı aradık. Polis vize almadığımız taktirde 3 ay sonra ülkeden atılacağımızı söyledi. :D  Hepimiz boynumuz bükük ve ağzımızda Şebnem Ferah’tan ‘ben bir mülteciyim’ şarkısıyla yurda döndük ve ülkede kalabilme adına çalışmalara başladık.

Yani sağolsunlar!!!! Gerçektende herkes çoooook yardımcı oldu ki anlatamam bunu!!!! Başkonsolosluğu aradım ve adamın konuşması çok rahatsız ediciydi. Neymiş efendim; vize almam için cehennemin dibi olan Oradea’dan kalkıp Türkiye’ye gidecekmişim. Oooooo bu bizim için Atlantik Okyanusunu  yüzerek geçmek gibi bir şey. Yalnız adam o kadar rahat söylüyor ki sanırsınız ışınlama bulunmuş ve ben ışınlanma yoluyla Türkiye’ye bi gidip vize alıp hemen geleceğim. Hay sana da işine de dedim kapattım telefonu.
Her neyse okula gittik tren bileti alalım diye. Öğrenci işlerindeki kadın İngilizce bilmiyor. Haydi buyur buradan yak. Gerçi o İngilizce bilse ne olacak bizde bilmiyoruz ki :D Koordinatör yardımıyla işi hallettik ama hala alamadık biletleri. Bugün git yarın gel sistemi Türkiye’de olduğu gibi burada da tıkır tıkır işliyor.
İşleri halledemeden yurda geldik. Yumurta kırıp yeyince bir de güzel uyuduk. Sonra kalktık ve Livingroom kafe de arkadaşlarla takıldık. Gece saat 12.00’de yurda dönerken arkadan tanımadık bir bayan sesi duyduk ve bayan Türkçe konuşuyordu. O saate Romanya sokaklarında karşılaştığımız bu kadınla ufak bir sohbetimiz oldu ve yurda geldik. Daha sonra yurdun kapısı kilitli olduğu için çitlerden atladık ve bahçeye girdik. Şimdide yurttayım işte :D

KIVIRCIK :)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder